Pilates’in tarihçesi
Joseph Hubertus Pilates, 1880’li yıllarda Almanya’da doğdu. Ateşli romatizma, astım, raşitizm, solunum sistemi gibi problemleri vardı. Kendi sağlık durumunu iyileştirmek için vücut ve zihnini kuvvetlendirici bir yol izlemeye başladı. Bu hedefine ulaşmaya çalışırken yoga ve zen meditasyonu, eskrim, boks, güreş ve cimnastik gibi dallar ile uğraştı. 1.Dünya Savaşı başladığı sıralarda Joe İngiltere’deydi. Savaş esnasında Lanchester yakınlarında bir enterne kampında gözaltına alındı ve savaş süresince burada tutuldu. Kampta olduğu sürece sürgün edilen kişilere hergün egzersiz yaptırdı. Joe’nun söylediğine göre 1918-1919 yılları arasındaki grip salgınında onun egzersiz programına katılıp, rejim programını takip edenlerin hiçbiri bu salgından etkilenmedi. Joe’nun bu başarısını fark eden kamp sorumlusu onu Isle Of Man’deki hastaneye atadı. Sorumlu olduğu 30 hastaya hergün egzersiz yaptırdı.O dönemler batı tıbbının yeni başladığı zamanlardı; morfin ve ameliyat dışında hastalara uygulanabilecek tedavi yöntemi neredeyse yok gibiydi. Joe’nun egzersiz programına katılan hastalar kısa sürede iyileşme göstermeye başladılar ve birçok kişinin ölümüne sebep olan salgın hastalıkların hiçbirine yakalanmadılar. Düzenli çalışma sonucunda Joe ilk egzersiz aletini oluşturdu; 30 hasta ile hergün çalışmak zordu ve bunun üzerine Joe hasta yataklarına yaylar takarak ilk reformer ’ı oluşturdu. Böylece hastaları Joe’nun gözetiminde kendi kendilerine egzersiz yapmaya başladılar. Kamp sonrası Almanya’ya geri dönen Joe, nazi polis kuvvetini çalıştırmaya başladı. Ancak Nazilerle çalışmaktan hoşnut olmayan Joe deniz yoluyla ABD’ye gitmeye karar verdi ve bu yolculuğu esnasında da eşi Clara ile tanıştı. Clara hemşireydi ve Joe için doğru partnerdi; çünkü hergün stüdyoda Joe ile birlikte çalışan Clara onun çalıştırmak istemediği kişilerle ilgilenerek ona çok yardımcı oluyordu. 1926’da New York’a taşınan Joe ve Clara 8. caddede New York City Ballet ile aynı binada bir daire kiralayarak ilk pilates stüdyosunu açtılar ve burada Joe’nun kontroloji adını verdiği metodunu uygulamaya başladılar. Joe hayatı boyunca hastalarıyla ilgilendi ama en büyük etkiyi dans komitesinde çalışan Ted Shawn, Ruth St. Denis, George Balanchine ve daha birçok sakatlık geçiren dansçıyı iyileştirerek yarattı.
Egzersiz sistemi
Pilateste her bir egzersizin çok kez tekrarı yerine daha az sayıda, tam, kontrol ve belirli bir biçim içinde uygulanması tercih edilir. Joseph Pilates 500 belirli egzersiz tasarladı. Ona göre zihinsel ve fiziksel sağlık birbiri için gerekliydi. Hareketler akıcıydı ve nefes, kontrol ve konsantrasyonla birleştirilmişti. Sonuç artan esneklik, güç, beden farkındalığı, enerji ve gelişmiş zihinsel konsantrasyondur. Pilates ayrıca daha iyi sonuçlar alabilmek için egzersizinin beş ana aletini de tasarlamıştı. Karın, alt sırt ve kaba etler vücudun geri kalanının özgürce hareket etmesi için destekleniyor ve güçlendiriliyor pilates programında.
Pilates uygulayıcıları eğitimlerinde, güç ve esneklik inşa edebilmek için kendi vücut ağırlıklarını kullanmaktadırlar. Bunu yüksek düzeyde kardiovasküler egzersiz üzerine yoğunlaşmadan gerçekleştirmeyi hedeflerler. Günümüzde pilates pek çok fizyoterapist tarafından rehabilitasyon sürecinin bir parçası olarak kullanılmaktadır.
Pilatesin 6 prensibi
Konsantrasyon: Pilates yaparken hareketlere yoğunlaşmak, bedenin uyum içinde nasıl çalıştığına ve hangi kasların kullanılıp, hangilerinin kullanılmadığına dikkat etmek gerekir.
Kontrol: Pilateste kontrol çok önemlidir. Kontrol için bedenin iyi dinlenmesi ve hareketlerin gösterildiği şekilde uygulanması, olası sakatlıkların önlenmesi gerekir.
Merkezleme: Pilates metodunda, doğru hareket sanatlarında olduğu gibi merkez, göbek, bel ve kalça çevresidir. İç organları ve omurgayı yerinde tutan kas sistemlerini içerir. Merkezleme, üst bedenin stabilitesini ve esnemeyi, uzamayı sağlar.
Akıcı hareket: Hareketler acele edilmeden, her noktadan tek tek geçerek ama aynı zamanda hiç duraksamayarak yapılmalıdır.
Kesinlik: Hareketler belirsizce değil, hakkı verilerek tam yapılmalıdır. Hareket sekansları birbirleri içinde ve birbirleri arasında koordine olmalıdır.
Nefes: Nefes alıp verme, panik olmadan sırtın arkasına ve altına derin nefes alıp bütün nefesi tamamıyla dışarı üflemek yoluyla olmalıdır. Böylece, nefes tamamen boşaltılıp, kan temizlenmiş olur.
Siz de fikrinizi belirtin